Gökmedrese-Tokat

Evliya Çelebi seyahatnamesinin Tokat’la ilgili bölümünde medreseleri sıralarken eserle ilgili şunları söyler. Selatin i selef binası olup, metanet üzere kargir bina edilmi bir medrese i ranadır. Lakin Vani nam birisi meşayih zümresinden geçinip bu medrese i kadim i dari’l-ilmi iş ederek emr-i padişahiyle tekke etmiştir. Kubbesinin ortası açık olup, zemininde bir havz ı murabba ı var.
Yaklaşık 150 yıl önce seyahatinde Heinrich Barth, yapıyı bir saray olarak nitelendirir. Birçok bölümlerden oluşan eser,daha 1858 yılında bakımsız ve harap bir durumdadır. Hayvanlara ve yersiz yurtsuzlara barınak olmuştur. Binanın çevresi çeşitli yapılarla öylesine çevrelenmiştir ki, içine girmek bile bir meseledir. 50 yıl sonra jerphanion yapının bir medrese olduğunun farkındadır. Böylece yapı kompleksinin XIX.yüzyılın ortalarında hala orijinal durumunu muhafaza ettiğini öğreniyoruz. Eldeki bütün veriler Tokat’ta Gökmedrese adıyla Süleyman Pervane’ye atfedilen iki avlu üzerine biri müşterek üç kanatta tertiplenmiş mekanlardan ibaret bir çifte medrese planlı tıp kompleksi tesbitini desteklemektedir.
İnşaat Muinüddin Süleyman Pervane tarafından başlatılmış, fakat ihanet suçu ile İlhanlı hükümdarı Abaka Han tarafından 1277’de Van Aladağı’nda idam edilmesi üzerine yapı yarım kalmıştır. Yapının tamamlanması Pervane Süleyman’ın bir yakını veya kızı tarafından olmuştur. Moğolların kendilerine ihanet etmiş olan Pervane’nin adını hatıranın lanetlenmesi olarak yapıya yazdırmadıkları kabul edilir.
Bu sebeble taçkapı nişi içinde kemerin üzerinde yeralan kitabe taşı yazısızdır.
Yapı 1930 yılında onarılarak müze haline getirilmiştir.
Biri daha yüksek ve büyük olan iki eyvanıyla açık avlulu iki eyvanlı medrese grubuna
giren eser, bugün ikinci kat hizasına kadar cadde tabanından aşağıda kalmış olup kapısına merdivenle inilmektedir.Mukarnaslı abidevi giriş fazla bozulmadan günümüze kadar gelmiş,
ancak yan taraflarındaki yıpranmış bazı yumuşak taşlar yenilenmiştir. Yapının dış yüzlerinde tamamen moloz malzeme kullanıldığı, sadece aralardaki destek payelerinin kesme taştan olduğu görülmektedir.Sivri kemeri kırmızı ve kirli sarı taşlardan yapılmış kapının içinde yer aldığı mukarnaslı nişi çevreleyen ve düz bir niş oluşturan geometrik bezemeli satıh, köşelerde sütunçelerle nihayetlenmekte ve sütunçelerin tepelerinde yüksek kabartma halinde işlenmiş sütun başlıkları bulunmaktadır.Bu geometrik bezemeli düz nişin üzerinde yüksek bir çerçeve teşkil eden bordürün köşelerine gelecek yerlerde yine sivri kemerli iki pencere açıklığı görülmektedir.
Giriş kısmı, avluyu çevreleyen oniki sütunlu dikdörtgen revaka açılmaktadır. Sivri kemerlerin oturduğu devşirme sütunlar kaidesiz olarak dikilmiştir. Avlunun güney cephesinde yer alan eyvan kuzeydekinden daha büyüktür. Ve yer yer turkuvaz çinilerin bulunduğu duvarlarında üç adet nişe sahiptir. Yapıya Gökmedrese denilmesinin sebebi de özellikle büyük eyvanın iki yanında sağlam kalmış çinilerdir. Bu eyvanın kuzeyinde yer alan mihraplı odanın binanın mescidi olduğu anlaşılmaktadır. Eyvanın güneyinde bulunan salon ise medresenin türbesi olarak kullanılmıştır. Bu salonun bitişiğindeki odalar avlu etrafına sıralananlardan daha büyüktür. Bu odalardan sonra üç küçük hücre, ardından dikdörtgen bir kapalı mekan, daha sonra da giriş eyvanının sağında ve solunda ikişer oda ile bunların bitişiğinde aynı zamanda üst kata geçit veren merdivenli dikdörtgen bir hol yer almaktadır. Bu hol ile mescid arasında altı küçük oda daha bulunmaktadır. Üst katta sütunların yerini holü çepeçevre dolaşan küçük bodur payeler almıştır. Büyük eyvan üst kata kadar devam etmekte ve yapıya hakim olmaktadır. Üst kat ana hatlarıyla alt katın bir tekrarı nitelindedir. Medresenin dış tarafında mevcut yıkıntılar yapının aynı ölçüde iki eyvan ile iki avlu üzerine üç kanat olarak tertiplenmiş bir çifte medrese şemasına sahip olduğunu göstermektedir.
Yapı süsleme açısından oldukça gösterişlidir. Bugün değişik kısımlarda görülen çeşitli kalıntılardan, iç cephelerle iki katlı avlu revaklarının tamamen çini ve sırlı tuğlalarla kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Süslemeleri içinde bazı arabesk motifler de görülen Gökmedrese, gerek mimarisi gerekse tezyinatı ile Anadolu Selçuklu sanatının en ilgi çekici örneklerinden biridir.

Hiç yorum yok: