Kızılören Hanı-Konya



Fotoğraflar

Konya-Beyşehir yolu üzerinde, Birinci Gıyâseddîn Keyhüsrev zamanında yaptırılmış olan han açık ve kapalı bölümlerden meydana gelmiştir. yapının Kitabesinden öğrenildiğine göre, Keyhüsrev’in ikinci saltanat döneminde Emir Şah (Emir Kutluh) tarafından 1206’da yaptırılmış olan hanın Giriş kısmının solunda üst katta bir mescidin yer aldığı görülür.
Halk arasında “Yazıönü Hanı” olarak da anılan yapı, kapalı ve açık kısmı bir arada bulunan plan şemasına göre yaptırılmıştır. Diğer hanlardan farklı olarak avlusu kapalı kısmından daha geniş tutulmuştur. Kütlevi bir görünümü olan yapının yan cepheleri ile girişinin köşelerine yerleştirilen payandalar bu kütlevi görünümü hafifletmektedir.
Büyük ölçüde kesme taş ile inşa edilmiş olan kervansarayın giriş cephesi iki katlı ve ortadan öne çıkıntılı olarak tasarlanmıştır. İki katlı olan bu cephenin kuzey bölümü iki ayaklı bir revak şeklindedir. Bu revağın doğu duvarı ortasında bir çeşme bulunur. Batı bölümde ise beşik tonoz örtülü, görevli odası yer almaktadır. Avluya, cephe ortasında oval kemerli bir tonozla geçilmektedir. Bu bölümün ikinci katına avlu duvarına bitişik bir merdivenle çıkılır. Kuzeyde kare plânlı, çapraz tonozla örtülü mescid bulunmaktadır. Mescidin güney duvarının ortasında geometrik bordürlerle çevrili mihrap nişi defineciler tarafından tahrip edilmiştir. Diğer iki mekân bir kapı ile birbirine bağlıdır ve beşik tonozla örtülüdür. Halk arasında buraya “Kral kızının odası” denilmektedir. Avlu simetrik olarak karşılıklı dört eyvana sahiptir. Eyvanların üzeri beşik tonozla örtülüdür. Avlu ile kapalı kısmın birleştiği köşelere, simetrik olarak avlu eyvanlarına açılan iki dikdörtgen oda yerleştirilmiştir. Bu mekânlar, duvar işçiliklerinin farklılık göstermesi sebebiyle muhdes olarak kabul edilmektedir. Barınak kısmına öne taşırılmış bir taç kapı ile girilmektedir. Kuşatma kemerinin alınlığında bulunan kitabe yakın yıllarda kaybolmuştur. Barınak kısmı iki ayak dizisiyle üç sahına ayrılmıştır. Her sırada beş ayak bulunmaktadır. Ayaklar birbirlerine ve beden duvarlarına sivri kemerlerle bağlanmıştır. Sahınlardan ortadaki daha geniş ve yüksektir. Sivri beşik tonoz örtülü kapalı kısmın orta bölümü günümüzde tamamen çökmüştür. Yapının cephe tasarımında rastlanılan poligonal köşe kuleleri, diğer kervansaraylardan farklılık gösterir. Bu bölümün alt ve üstü üç ayrı kısma ayrılmış, alt katta giriş eyvanı bunun solunda baldaken tarzında bir su sistemi bulunmaktadır. Sağdaki diğer mekân ise girişi avluya açılan ayrı bir bölüm halindedir. Buradan avlu cephesinden sağlı sollu birer merdiven ile çıkılmaktadır. Günümüzde çok fazla tahrip olan bu merdivenlerden kuzeydeki bağımsız mescide, diğeri de iç içe düzenlenmiş bölümlere geçilmektedir. Diğer Selçuklu kervansaray ve hanlarında avlunun ortasında bulunan köşk-mescit burada üst kata alınmıştır.
Hanın kapalı kısmının taç kapısı öne doğru taşırılmış olmasına rağmen oldukça sadedir. Buradaki 1980’li yılların ortasına kadar yerinde olan dört satırlık kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Kapalı kısım giriş yönünden itibaren üç bölüme ayrılmıştır. Burada da orta sahın diğerlerine göre daha geniş ve yüksektir. Ancak günümüzde üst örtüsü tamamen çökmüştür.
Hanın 400 m. güneydoğusunda bulunan küçük ölçüdeki beşik tonozlu iki sahınlı yapı konusunda sanat tarihçiler arasında tartışmalar sürmekte olup, bu yapının mescit olup olmadığı da anlaşılamamıştır.

Hiç yorum yok: