Çankırı Darüşşifa’sının yapımını takip eden yedinci yılın sonrasına rastlayan 1242/1243 M (640 H.) yılında, Darüşşifa’yı yaptırmış olan Atabey Cemaleddin Ferruh, zamanın âdetine uyarak, binaya ilave olarak bugün “Tas Mescit” diye anila gelen “Darülhadis” ve bunun altina da kendisine bir mezar türbe yaptirmistir. Tas Mescit'in kuzey tarafinda mukarnas süslü, iki tarafli merdivenle çikilan kapisinda orijinalligini hâlâ koruyan bir kitabe vardir. Bu kitabenin (Zeki Oral), Türkçe metni söyledir:
“Bu Darulhadis ve mübarek makberenin (mezar odasinin) yapilmasina lâtif olan Allah'in rahmetine muhtaç Abdullah oglu Atabey Ferruh 640 yilinda emretti.”
Tas Mescit'in temeller; altindaki kayaliga adeta kenetlenmis bir sekilde, altta kül rengi-kirmizi ve üstte de gri-beyaz kesme taslardan itinali olarak yapildigindan mukavemetini muhafaza ederek günümüze kadar ayakta kalmayi basarmistir.
Tas Mescit, Darüssifa binasinin kuzeyinde yer alan kayaliklar üzerine iki katli düsünülerek yapilmisti, disardan iki duvar, bir köse kulesiyle desteklenmis ve dayanikli bir yapi olarak vücuda getirilmistir (Dr. Metin Sözen, Y. Önge). Önde, iki yana nisbetle ileri dogru çikartilmis cephede konsol taslardan mütesekkil, iki kollu bir merdiven ve bunu nihayetinde tipik Selçuklu profilleriyle çerçevelenmis, stalaktitli bir nisin içinde esas kapi görünür. Bunun altinda basamaklarin teskil ettigi üçgenin ortasinda ve üst kapi aksina gelen basik kemerli küçük kapi,mumyalik kisminin girisidir.
Bugün öndeki zeminin asinmasi ve topragin akmasi neticesinde merdivenin alt basamaklari ve türbe kapisinin hizasi zeminden iki metre kadar yukarida askida kalmistir .
Cümle kapisi; düz letonlu olup, iki parçadan ibarettir. Bu tas ortada çifte kirlangiç kuyrugu seklinde bir kilit tasiyla baglanmistir. Fakat bu kilit tasi düsmüs, bugün yeri bostur. Bunun iki tarafinda simetrik olarak altigen iki geçme motif kabartma, daha yukarida ve stalaktitlerin altinda Darülhadis’in orijinal kitabesi mevcuttur. Dikdörtgen kapi çerçevesini teskil eden güzel, sade bir geometrik motifle islenmis profil ile mukarnaslarin arasinda kalan köse bosluklari, iki iri müzeyyen kabartma ile tezyin edilmistir. Öte taraftan sag yaninda ve yukarisinda, basit silmeli bir çerçeve içinde dikdörtgen bir çerçeve mevcuttur.
Binanin statik bünyesi ile alakali enteresan bir hususiyet de kayaligin en düsük irtifali kismina isabet eden sag yani kuzeydogu kösesinde yuvarlak kesitli minare gövdesine benzer bir istinat kulesinin mevcudiyetidir. Bu istinat ayagi basit üçgen dilimlerle zeminden biraz yüksek, dört köse bir kaideye oturur.
Dogu cephesinde; üstte, ön cephedekinin benzeri, silmeli bir pencere ve bunun altinda (zeminde) yine silmeli, basit kemerli küçük bir kapi görünür. Buradan moloz taslarla insa edilmis, besik tonozlu, örtülü, küçük bir odaya girilir. Buradaki tas tarafi kavuklu büyük alçi sanduka son zamanlarda yapilmistir. Kapi üstünde, fakat aksindan güneye dogru mazgal seklindeki pencere odayi aydinlatmaktadir.
Güney cephe, moloz taslarla, itinasiz bir sekilde örülmüs olup yer yer sivalidir. Ortada bir kapi ve bunun iki yaninda birer pencere görünür. Duvarin derinligine dogru daralan bu küçük dikdörtgen pencerelerin söve ve letonlari kesme taslarla insa edilmistir. Güneybati kösesi ise, paslanmis olup, yer yer tugla ve turkuvaz çinilerle süslenmistir. Keza, güneydogu kösesinde de bir intizamsizlik ve yikinti izi mevcuttur.
Bati cephesinde; üstte, basit dikdörtgen bir pencere ve bunun altinda zemin kattaki mezar odasina isik veren mazgal seklinde bir yarik görülür.
Binanin plâni ise; kuzeydeki cümle kapisindan girildiginde kesme tastan insa edilmis dört sivri kemerin üstünde tugla pandadiflere oturtulmus, yine tugla kubbeli, küçük bir hacim ve bunun sag ve sol tarafinda kesme tastan insa edilmis dört sivri kemerin üstünde tugla pandadifler oturtulmus, yine tugla kubbeli, küçük bir hacim ve bunun sag ve sol taraflarinda, kesme tas ,sivri tonozlarin örttügü ve merkezi zeminden farkli seviyelerde yükseltilmis iki eyvandan ibarettir. Bati eyvani, alt kattaki kabirleri (Darülhadis'in banisi olan Atabey Cemalü’d-din Ferruh’un mezari vardir.) sembolize eden ve kare seklinde, firuze renkli, çinî plâklarla kapli alçak bir sandukayi ihtiva eder. Eyvanin bati nihayetinde, zeminden biraz yüksek dikdörtgen bir pencere, burayi aydinlatir. Güney duvarda disariya dogru genisleyen bir mazgal pencere mevcuttur. Bu eyvanin
Dogu eyvanin sekisi daha alçak olup, cephesi yine üzeri belirlenmis tugla plâkla geometrik bir nizamla süslenmistir. Burada hemen hemen zemin hizasinda biri kuzeye digeri doguya bakan, iki dikdörtgen pencere ve güney yüze bakan bir de mihrap nisin mevcuttur. Zemin yine tugla plâklarla kaplanmistir.
Cümle kapisinin iç yüzünde, kemer ayaklarinin önüne gelecek sekilde çok alçak iki küçük seki daha mevcut olup, bunlarin da hem cepheleri hem de üstleri tugla plâklarla kaplidir. Kubbenin altina isabet eden kare saha ise, gayri muntazam, büyük taslarla örülmüstür.
Güney cephede, disariya açilan kapinin iç yüzü, bazi Selçuklu devri eserlerinde oldugu gibi, yarim yildiz motiflerinin siralandigi, basit bir silme ile çerçevelenmis ve kapi üzerindeki basik kemerin kavsi ile bu silme arsinda kalan boslulara birbirinden farkli,Selçuklu tarzi geçmeli, hendesi sekilleri ihtiva eden kabartma iki rozet islenmistir. Kapi çerçevesinin hemen üstünde, Selçuklu nesihi ile yazilmis, üç satirli küçük bir mermer kitabe mevcuttur. Bu kitabenin alt-son satiri kiriktir, diger kisimlarda “Sehabeddin Inal Bin El Cemali” yazisi okunabilmektedir. Bu sahsin, bu yapilarda mimar ve süslemeci olarak çalistigi zannedilmekte ise de, son satirin kirik olmasi, kati bir hüküm vermeyi zorlastirmaktadir. Enteresan olan tarafi, bu kapinin kemer arkasindan batiya dogru kaydirilmis olmasidir.
Darülhadis’in cümle kapisinin altinda, basik kemerli ve bu gün zeminden hayli yüksekte kalmis, mumyalik girisinden, moloz taslarla örtülmüs, alçak sivri tonozlu bir odaciga geçilir. Tavandaki delikler ve tonozun üst seviyesinde görülen gayri muntazamlik, bize üst kat dösemesinin, vaktiyle çökmüs ve sonradan ,gelisi güzel tamir edilmis oldugu fikrini vermektedir. Sag taraftaki kapiciktan esas mezar odasina girilir ki, bu kisim itinali bir sekilde, kesme taslardan tonoz ile örülmüs olup, dogu tarafindaki duvarda mevcut pencereden isik alir. Içeride alti adet, üstü açik ve yari yariya çürümüs cesetleri ihtiva eden, ahsap sandukalar mevcuttur. Halk arsinda bunlara 'kaditler' denilmektedir. Bunlardan, ortadaki ayakli binanin banisi Cemaleddin Ferruh’a ait oldugu sanilmaktadir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder