Fotoğraflar
Divriği’de eğimli bir alanın batısında örülen istinat duvarıyla desteklenmiş ve düzletilmiş platformda, kuzey güney yönünde uzanan külliye dikdörtgen olarak konumlanmıştır. Bir bütün halinde inşa edilmiş olan külliyenin adeta birbiriyle kaynaşmış halde üç ayrı fonksiyonlu birimden meydana geldiğini görüyoruz. Bu külliye kuzeyde derinliğine beş sahnlı Ulu Cami, güneyde şifahane ve şifahanenin doğu eyvanı ile cami duvarı arasındaki kubbeli mekanın türbe olarak değerlendirilmesi şeklinde inşa edilmiştir.Külliyede üç kitabe camiye aittir. Dördüncü kitabe darüşşifa kapısındaki nesih yazılı ve üç satır halindedir. Kitabe darüşşifanın banisi Melike Turan Melik’in adını ve yapının tarihini verir.
Yapılar, birbirlerinden bağımsız tipolojileriyle tek bir kompozisyon içinde erimeden, yan yana getirilmişlerdir. Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesi, yapıldığı dönem açısından istisna oluşturan bezeme özellikleriyle dikkat çeker. Özellikle portalleri, 13. yüzyıl sonunda bile rastlanmayan coşkun, barok karakterleriyle birer başyapıt olarak nitelenmektedirler.
Cami
16. yüzyıl başındaki büyük depremde batı bölümü bütünüyle yıkılıp yeniden yapılmıştır. Anadolu Selçuklu cami tipolojisinin en görkemli örneğidir. Kıble duvarına dik uzanan beş sahınlı bir plan şemasına sahiptir. Orta sahın daha geniştir. Beşer bölümlü olan sahınlar, 16 sütun üzerine oturan değişik tipte tonoz ve kubbelerle örtülüdür. Mihrap önü kubbesi, döneminin bazı camilerinde olduğu gibi burada da görülür. Mihrap önü açıklığını izleyen tonoz örtülü ikinci açıklık adeta bir eyvan gibidir. Bunun ardından aydınlık feneri ile mukarnaslı bir kubbe, ağır bir nervürlü tonozla süslenmiş bir giriş öncesi açıklığı gelir. Orta sahın ve yan sahınlardaki bütün açıklıklar farklı bezemeli tonozlarla süslenmiştir. Son derece hareketli bir iç mekân düzeni yaratılmıştır.
Cephe düzenine hakim olan taçkapı az derin, geniş bir eyvan görünüşünde olup, süslemeler ve mimari elemanlar simetrik olarak düzenlenmiştir.Cephe yüzeyinden dışa ve yukarıya taşan taçkapı zeminde profilli kaideden sonra, iki yanda sütun demetleri halinde yükselerek yukarıda kemer şeklini alır. Simetrik taçkapı planında girinti ve çıkıntılar çok hareketlidir. Asıl taçkapı çıkıntısını hafif sivri kemerler taşıyan bir çift paye oluşturur. Kemer ve taşıyıcı payeleri arasındaki devamlılık yer yer süsleme panolarıyla kesilir. Şifahane anıtsal bir yapı olmasına rağmen camiye oranla çok daha yalındır. Yapı tipi olarak kubbeli medreseler grubuna giren şifahane, ortada dört sütun üzerine üç paralel tonozla örtülü geniş orta mekân ve biri girişte olmak üzere, değişik yıldızlı tonozlarla örtülü dört eyvandan oluşmaktadır. Ortaçağ medrese tipolojisinde özel bir yere sahiptir. Üç eyvanlı ve revaklı açık medrese planının, avlusu örtülü bir örneği görünümündedir. Dönemin medrese-şifahane yapıları içinde, ana eyvan dışında ikinci katı ayrıntılı olarak kullanan birkaç yapıdan biridir. Üst katın hangi amaçla kullanıldığı kesin olarak anlaşılmamakla birlikte öğrencilere ayrılmış olduğu tahmin edilmektedir.
Türbe
Yapının kurucusu Ahmed Şah ve ailesinin türbesi, o dönemde alışılageldiği üzere ana eyvanın kuzeydoğusundaki odada tasarlanmıştır. Kare bir taban oluşturularak tromplar üzerinde sekizgen bir tambur üzerinde prizmatik bir külahla örtülmüştür.
Bezeme özellikleri
Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi'nin bezeme programı Türk ve İslam sanatı tarihinde çok özel bir yere sahiptir. Benzeri görülmeyen bu tezyinat, taş işçiliğinin kusursuzluğu ve simgesel, ikonografik içeriği ile olağanüstüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder